24 Şubat 2016 Çarşamba

Panseksüalizm : İnsan sevici !


Kendilerine sınır koymadan, aşkı cinsel kimliklere dayandırmadan; karakter aşığı panseksüeller. Bütün cinsel kimliklere karşı ilgi duyup, cinsel haz hissedebiliyorlar. Çünkü cinsel kimlik onlar için ayırıcı bir unsur değil. Cinsel yönelimlerinin bu yönde olduğunu keşfedip, kimliklerini belirleyen Gamze Kara ve Irmak Keser bizlere panseksüalizm ile tanışma süreçlerini anlatıyor;

Gamze Kara; 21 yaşında,
Gamze Kara
işletme yönetiminden mezun olmuş, şuanda da çalışma ekonomisi ve endüstriyel ilişkiler okuyor. Aşk'ın kimlikleştirilmemesi gerektiğini savunuyor. Cinsel yöneliminin 'doyumsuzluk' olarak adlandırılmasından rahatsızlık duyuyor. İnsanların bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünen Gamze; panseksüelliği anlatıyor;

Cinsel yöneliminizi nasıl tanımlarsınız?
Panseksüellik; insanları cinsel kimlikleri ya da yönelimlerine göre ayırmadan karşındaki bireye duygusal ve ya cinsel haz hissetmektir. Yani karşındaki insanı kadın, erkek, transeksüel, gey, lezbiyen diye sınıflandırmadan, onun karakteri ya da fiziki özelliklerinden etkilenme durumu olarak adlandırabilirim. Fakat bu yönelimin biseksüellik ile karıştırılmaması gerekir.

Cinsel yöneliminizi keşfetme hikayeniz nasıl başladı ?

Lise 2. sınıftaydım, ilk defa kendi cinsimden birine aşık olmuştum fakat aramızda bir şey yaşanmamıştı. Aradan yıllar geçti ve bir gün onu rüyamda gördüm, aylarca onu bulabilmek için bir savaş verdim ve sonunda buldum. Konuştuğumuzda bana 'kendini keşfettiğini' söyledi ve '' ben trans erkeğim '' dedi. Geçmişinden kimseyle görüşmek istemediğini söyledi ama ben peşini bırakmadım tabi çünkü onu gerçekten seviyordum. Kadın ve ya erkek olmasının benim için hiç bir önemi yoktu ben onun ruhuna aşık olmuştum. Bu olay sayesinde kendimin, yönelimimin farkına vardım.

Cinsel yöneliminizi aileniz ve sosyal çevrenizle paylaştınız mı? Nasıl tepkiler aldınız? 

Annem ve kız kardeşim cinsel yönelimimi biliyor ve saygı duyuyorlar. İkisi de çok olumlu tepkiler verdiler. Arkadaş çevremde ise bu durum biraz daha karışık. Homofobik yaklaşımlar da oldu saygı duyanlar da. Hatta yengem bana '' ileride düzelip bir aile kuracağına inanıyorum '' demişti. Sanki hastaymışım gibi ..

Şuan da bir ilişkiniz var mı? Varsa onun cinsel yönelimi nedir?

Bir yıla yakındır bir ilişkim vardı. Fakat kısa bir süre önce bitti.Kendisi heteroseksüel trans bir erkekti.

Sizce Türkiye'de insanlar Panseksüellik hakkında yeterli bilgiye sahipler mi?

Panseksüelliğin bilinirliği ne yazık ki çok az. Hatta heteroseksüel bireyleri geçtim eşcinsel bireyler arasında bile pek bilinmiyor. İnsanlar yeterli bilgiye sahip olmadıkları gibi bir de panseksüelliği; doyumsuzluk ve kendini bulamamak diye adlandırıyorlar. Oysa ki her yönelim gibi, bu da doğal bir şey.

Elinize bir fırsat geçse, Panseksüellik adına neler yapmak ve ya neleri değiştirmek isterdiniz?

Öncelikle mutlaka herkesin panseksüelliğin ne olduğu hakkında bilgi sahibi olması için bir şeyler yapardım. Sonrasında ise biseksüellik ile arasındaki farkın öğrenilmesi adına çalışırdım.
Bana göre panseksüelliğin ne olduğunu bilmediği için kendine biseksüel diyen çok fazla insan var.

Cinsel yöneliminizi keşfettikten sonra mı panseksüalizm terimiyle tanıştınız. Yoksa daha öncesinde bu konu hakkında bilginiz var mıydı?

Evet daha doğrusu kendimi keşfettikten sonra, karşımdaki insanın kadın ve ya erkek olmasının önem taşımasından ziyade ruhumun önem taşıdığını fark edince araştırdım ve karşıma panseksüalizm çıktı.

Panseksüeller kendilerini 'cinsiyetsiz' olarak mı tanımlar?

Bir genelleme yapmam tabi ki doğru olmaz ama ben kadınım; kadınlığımı seviyor ve gurur duyuyorum. Ben aşkın cinsiyetsiz olduğunu düşünüyor ve cinsiyetsiz olarak tanımlıyorum.

Karşınızdaki bireyin ruhuna ve ya karakterine aşık olduğunuzu söylüyorsunuz. Peki bu karakterin özellikleri sizce nasıl olmalı?

Ben karşımda biraz kendimi arıyorum sanırım. Din, dil, ırk ayrımı gözetmeden insanı, hayvanı, doğayı seven ve saygı duyan, bana yeni bir şeyler katabilecek biri olmasına önem veriyorum. Tabi ortak zevkler ve paylaşım yapabileceğiniz şeylerin fazlalılığı da önemli rol oynuyor.

Panseksüel olmanın en güzel ve sizi en çok rahatsız eden yanları neler?

En güzel yanı kendinize bir sınır koymuyorsunuz. Bana göre aşk dostluktan geçer ve karşınızdaki insanın cinsel kimliğinin, yöneliminin öneminin olmaması doğru insanla karşılaşma olasılığını arttırıyor. En rahatsız edici yanı ise, malesef insanların bu konu hakkında fazla bilgiye sahip olmamaları. Cinsel yönelimimi doyumsuzluk olarak adlandırılması. Oysa ben doyumsuz değilim sadece aşık olacağım bireyi bir kalıba sokmuyor ve ya belli bir kalıpta olmasını beklemiyorum.



Irmak Keser
Irmak Keser,17 yaşında bir panseksüel. Cinsel yönelimini geçen sene keşfetmiş. Geçen seneye kadar heteroseksüel olduğunu düşünürken,lezbiyen ve trans bireylerin dikkatini çektiğini farketmiş. Sürekli onlarla ilgili bilgi sahibi olma çabası içerinde olduğu dikkatini çekmeye başlamış Önceleri destek amaçlı ilgilendiğini, sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulunduğunu söyleyen Irmak, bu sefer durumun farklı olduğunu hissedince kendini keşfetme serüveni başlamış..

İlk ilişkisi başta arkadaşlık kurduğu daha sonra birlikteliği olduğu bir kadının hayatına girmesiyle başlamış. En başta hayatında bir kadının olması kendine şaşırtıcı ve garip gelse de bu şekilde mutlu olduğunu gördükçe, kendi yolundan vazgeçmeme kararı almış.Toplumun genelinin cinsel yönelimler hakkında çok fazla bilgi sahibi olmamasından rahatsızlık duyan Irmak, bu sebeple cinsel yönelimini ailesine ve sosyal çevresine açıklarken bazı zorluklar yaşamış;


'' Toplum ilişkinin sadece erkek ve kadın cinsiyetleri arasında yaşanması gerektiğine inanıyor ve bu inanç gittikçe bir tabu olarak karşımıza çıkıyor. Bu tabu özgürce kendinizi ifade etmenize engel oluyor. Ben de bu sebeple yönelimimi ailemden ve sosyal çevremden belirli kişilerle paylaşabildim. Bazılarına sıradan ve doğal geldi, bazıları ise kabul edilemez bir durum olarak karşıladı. Bir kısmı ise uzaklaşmayı tercih etti.''


'' Aşkta en ilgili çekici özellik dış görünüş değil''



Irmak, sosyal çevresinden yıpratıcı yorumlar alsa da, sahip olduğu bu yönelimin hayatına hiç tahmin edemeyeceği kadar renkli insanlar kattığını söylüyor. Fizyolojik özellikler belli ölçüde önem taşısa da onun için en ilgi çekici özellik bu değil. O insanların ruhlarının ve karakterlerinin renkli olmasına dikkat ediyor.

Ailesinde de farklı cinsel yönelimler bulunduğunu abisinin ve kuzeninin eşcinsel, teyzesinin ise biseksüel olduğunu söyleyen Irmak,bir kadının bir kadına ve ya bir erkeğin bir erkeğe ilgi duyabilmesinin kalıtsal özelliklere bağlı olduğunu düşünmüyor.Çünkü kalıtsal olarak nitelendirildiğinde insanlar bu duruma bir hastalıkmış gibi yaklaşıyor diyor. Bu da bireyin kendi duygularını bastırmasına ve farklı cinsel yönelimlere uzak durmasına sebep oluyor. Bunun sonucunda da kendini tanımayan ve cinsel yönelimini adlandıramayan bireylerin yetiştiğini vurguluyor.



Gözde Yazıcıoğlu

Tür :Fotoğraf Haber
Görüntüler: Gökçe Deniz

20 Şubat 2016 Cumartesi

ŞİDDET EŞCİNSELLİĞE DEĞİL, HOMOFOBİYE!

Toplum,kadın ve erkek cinsiyetlerine bazı rol ve sorumluluklar yüklüyor. Bir çok insan bu toplumsal baskılardan dolayı cinsel yönelimini gizliyor ya da bastırmaya çalışıyor. Bu durum toplumda ayrımcılığa, nefret söylemlerine ve cinsel şiddete yol açıyor.


Toplum baskısına yenilmeyip, cinsel yönelimlerini özgürce ifade etmeyi başarabilmiş, Türkiye'nin ilk eşcinsel evliliğini gerçekleştiren,Emrullah Tüzün-Ekin Keser çifti bu süreçte yaşadıkları zorlukları bizlere anlatıyor.


Ekin Keser (solda) Emrullah Tüzün (sağda) çifti


              
         Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğr.Gör. Sabahattin Güllülü
Popüler kültürde kişilerin cinsel yönelimlerine getirilen tanım, sınıflandırma ve yargılar, insani hakları ihlal edecek sonuçlara sebep oluyor.Bilim adamları cinsel yönelimin sonradan tercih edilen bir seçim olmadığını, doğuştan gelen kazanımlar olduğunu iddia ediyorlar. Fakat buna rağmen, toplumda farklı cinsel yönelimler kargaşalara yol açıyor. Bu kargaşaların doğuş nedenlerini Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Gör. Sabahattin Güllülü bizlere anlatıyor.

Homofobi nedir? ve toplum üzerinden nasıl değerlendirirsiniz?

Homofobiyi eşcinsellere ve ya eşcinselliğe karşı duyulan nefret,korku ve ayrımcılık olarak tanımlayabiliriz. Homofobi genel olarak bu şekilde tanımlansa da bir kişinin kendisinin eşcinsel duygular hissetmesi durumunda yaşadığı derin korkuyu da tanımlar.

Farklı cinsel yönelimler denildiğinde Türk toplumunda neden hep bir duvarla karşılaşıyoruz?
Türk toplumu'nun ataerkil bir yapıya sahip olması ve toplumca cinselliği olması gerekenden farklı bir boyutta görmesi toplumda çok fazla cinsiyetçi sorunların oluşmasına sebep oluyor. Aile yapısı incelendiği zaman ise dini ritüellerin, örf ve adetlerin toplum hayatında büyük yer tuttuğu farkediliyor. Din olgusu üzerinden değerlendirildiğinde de dini kuralların, eşcinselliğe ve ya cinsel yönelimlere karşı olumsuz yaklaşım sergilemesi toplumun bu konuda önyargılarının oluşmasına sebep olabiliyor.

Toplumda cinsel yönelimi yüzünden baskı ve şiddet gören insanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bireylerin bu konuda toplumsal duyarlılığı sizce nasıl olmalı?

Bu konuda duyarlılığın sağlanması tabiki de çok önemli fakat önemli olan cinsel yönelim kavramlarının toplum tarafından ne şekilde algılandığını saptayabilmek.Toplumun bu kavramı bir hastalık ve uzak durulması gereken bir kavram olmadığını kabul etmesi gerekir. Zaten bu tarz olgular doğru algılanıp, benimsenirse nefret söylemleri ve cinsel şiddet büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. Önemli olan yaşadığımız toplumun bu konuda doğru kanallar tarafından bilinçlendirilmesidir.

Bir bireyin sırf cinsel yöneliminin farklı olması gerekçesiyle iş hayatından, okul hayatından ve sosyal hayattan soyutlanıp, ayrımcılığa maruz bırakılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cinsel haklar temel ve evrensel insani haklardandır. Dolayısıyla toplum, tüm bireylerin insan haklarını destekleyip, saygı gösterecek bir mekanizmaya sahip olması şarttır. Fakat mevcut kültürün içinde barınan tabular , eğitim düzeyinin seviyesi gibi olumsuz durumlar bu mekanizmanın düzenini bozabiliyor. Bu düzen bozulduğunda ise ayrımcılıklar ve sınıflandırmalar kendini göstermeye başlıyor. Bu da toplumda büyük bir kargaşaya ve bunalıma sebep oluyor. Bireyin cinsel yönelimi öne sürülerek soyutlanması insani haklar açısından kabul edilemez bir durum. Bireylerin insani haklarını güvence altına almak için toplumdaki saygı mekanizmasını sağlamlaştırmak gerekir. Bu noktada aslında vatandaş olarak hepimize çok büyük görevler düşüyor.



Gözde Yazıcıoğlu

Tür :Multimedya Haber

Görüntüler : Gökçe Deniz